ANLAŞILMAK

Günümüzde anlaşılmak çok acayip bir şey… İnsanlar konuşuyor ama anlaşamıyor. Birçoğu şunu söylüyor, “Neden kimse beni anlamıyor?” Bu kadar iletişim aracının olduğu bir çağda nasıl oluyor da insanlar anlaşamıyor? Nerede yanılıyor, nerede yanlış anlıyor? Gerçekten anlamak ne demek?

 

Önceden teknoloji çok azdı, insanlar birbirlerine gider gelirdi. Sonra telefon mesafeleri daralttı. Gidip gelmeler azaldı. Ses, metine dönüştü, mesajlaşmalar başladı. Sonra da sadece görüntüler…

 

İnsanlar paragraf döşüyor, yine de derdini anlatamıyor. Karşılığında “ok, tmm, tşk, bay” cevapları alınca da morali bozuluyor. Mesaj ulaşıyor ama anlam ulaşmıyor. Nasıl mı?

 

Whatsapp kullanımı çok yaygın. Mesaj atınca ne beliriyor? Tek gri tik. Yani, teslim edilmedi, okunmadı. Çift gri tik ne demek? Teslim edildi, okunmadı. Çift mavi tik ne demek? Teslim edildi, okundu.

 

Peki, anlaşıldığının bir rengi var mı?

 

İletişim kopuklukları, tartışmalar işte tam olarak burada başlıyor. Herkes kendi anladığı gibi anlatıyor. Oysa karşıdaki insan kim olursa olsun, o da kendine göre algılıyor. Acaba burada farkında olunmayan başka bir durum olabilir mi?

 

Bir arkadaş grubunu düşünelim veya bir aile… Kimisi video gönderiyor; ne bir ses ne de bir metin var… Fotoğraflar gönderiyor artarda. Emojilerle derdini anlatıyor. Hareketli ifadelerle konuşuyor.

 

Bir diğeri, ses kaydı tuşuna basmış, yukarı kaydırmış kitlenmiş, geri indirmeyi unutmuş. Konuşmuş da konuşmuş. Anlatmış da anlatmış. Dinle dinle bitmiyor. Ses göndermiyorsa da uzun uzun yazmış.

 

Ötekisi desen grupta var ama yok. Çok az konuşuyor. Çoğu mesaja tepki bile vermiyor. Hayattaki sözcük dağarcığı birkaç kelimeden ibaret. Çok konuşunca anlaşılmaz kılıyor diye düşünüyor.

 

İnsan denilen canlı belli bir kategoriye sığmıyor.

 

Bazısı daha kolay laf dinlerken bazısı her şeye karşı. Kimisi krizlerin aranan adamıyken kimisi donup kalır. Öyleleri de var ki çok düzenliyken, diğeri hayatı dağınıklık içinde götürebiliyor.

 

İnsanların bu hayatta öncelikleri ve istekleri farklıdır.

 

‘Davranıştaki ve düşüncedeki farklılıklar nereden geliyoru’ anlamak için insanı merak ediyor olmak işi kolaylaştırıyor. İşletim sistemi nasıl çalışıyor? Hayatı nasıl algılıyor? Nasıl aktarıyor? Bunlar netleştiğinde iletişimdeki tıkanıklık da ortadan kalkıyor. İlişkiler yormamaya başlıyor.

 

İşte tüm bu çeşitlilik içinde tek ve gerçek soru sormak bazen bir hayatı değiştirebilir. Anlaşılmak o kadar zor olmayabilir.

 

Öyleyse kim bu insanlar?

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 


 

Yorum Gönder

0 Yorumlar