“İş hayatı ne kadar da zor…” diye düşünüyordu Defne. Daha
önceki işlerinde hiç bu kadar zorlanmamıştı. Bu kadar problemli insanın bir
arada olduğu bir ekipte hiç çalışmamıştı.
Eski ekip arkadaşları ne kadar iyiydiler... Kimse kimsenin işine
karışmazdı. Herkes birbirine yardım eder, birbirinin eksiklerini giderirdi. Ne
kadar da dengeli bir ekipti.
Ama yeni ekibi öyle miydi? Herkeste ayrı bir sorun vardı. Ve en
önemlisi, kimse işini düzgün yapmıyordu. Bu yüzden de Defne sürekli onların açıklarını
kapatmak zorunda kalıyordu. Zaten şu anda onu yoran, yaptığı iş değildi... Onu
yoran insanlardı.
Çalış, çalış da... Nereye kadar?
Defne, artık müdürüne birilerini şikâyet etmekten bıkmış ve problemlerin
altından nasıl kalkacağını bulamaz hale gelmişti.
İki sene öncesini düşündü. O zamanlar daha az deneyimliydi ama
işiyle ilgili çok az sorun yaşıyordu. Bu nasıl oluyordu?
O zamanlarda da işleri yolundayken, ilişkisi bir türlü yolunda
gitmiyordu. Yani hayatının o zamanki problemleri
sevgilisinden kaynaklanıyordu. Şu andaki problemleri ise işiyle alakalı idi...
Gündem değişmişti ama problemi yaşayan
aynıydı… Neden böyle
olmuştu?
O dönem, sevgilisiyle sürekli gerekli, gereksiz konulardan kavga
eder, sık sık problem yaşardı. O kadar çok kavga ediyorlardı ki artık tartışmasız
bir gün bile geçiremiyorlardı. Böyle
olunca da iş yerindeki insanlar, ‘Defne yine sevgilisiyle kavga etmiş, dokunmayın
ona’ diyorlardı. Bir müddet sonra da insanlar, yüzündeki moral
bozukluğundan yine sevgilisiyle kavga ettiğini anlıyor ve yanından
uzaklaşıyorlardı.
O zamanlar tek gündemi ilişkisiydi... Herkesle, ilişkisindeki
dertlerini paylaşıyor, insanlardan derman umuyordu. Bir türlü işin içinden
çıkamıyordu. Yani çok üzgün de olsa, mutlu da olsa konuştuğu tek şey
ilişkisiydi. O yüzden insanlar Defne’ye ne üzgünken, ne de mutluyken ahvalinin
sebebini sormuyorlardı. Çünkü dinledikleri tek şey sevgilisi oluyordu.
Ne olmuştu da iki yıl önce ilişkisi
ile ilgili sorunlar yaşarken, işi ile ilgili hiç problem yaşamazken, dünya bir
anda tam tersine dönmüştü?
Kafasında, arap saçına dönmüş sorular gezinirken, bir yandan da
bitirmesi gereken raporları yazıyordu. İnternetten bir şeyler bakıp, son
eklemeleri yaparken önüne şu cümleler düştü...
Bir
insan, bir konuda aşırılığa gittiğinde, orada problemleri artmaya başlar.
İnsanın hayatında, tek bir konuyla
ilgili sürekli problem yaşaması, o konuda aşırılaştığının işaretidir.
İşte buydu... Defne’nin yaşadığı şey tam da buydu...
İki sene önce ilişkisinde gereğinden fazla aşırılaşmış ve
hayatının tüm gündemi yapmıştı. Şimdi de
aynı şeyi işi için yapıyordu. Dolayısıyla, işiyle ilgili problemler yaşıyordu.
Defne bir anda ayağa kalktı... Balkona çıkıp buz gibi havayı ciğerlerine
çekti. Gökyüzüne uzun uzun baktı. Ve elindeki suyu içip masasına geri döndü.
Artık problemi bulmuştu çözüm üretmesi gerekiyordu...
Masasına döndüğünde, yapılacak işler listesine baktı. Yapması
gerekenleri, tamamladığını görüp, mesaisini sonlandırdı. ‘Kim eksik yapmış, kim
tamamlamamış’ diye kontrol etmeyecek ve masasından gönül rahatlığıyla kalkacaktı.
‘Birinci gün; her iş senin işin değil. Bırak, diğer insanlar
sorumluluklarını yerine getirmeyince sonucuna katlansınlar’ dedi ve ofisten
çıktı.
Çıkışta, epey zamandır buluşmadığı arkadaşıyla buluşup kendine
zaman ayıracak ve işyerindeki hiçbir şeyi düşünmeyecekti. Yaptı da...
Buluştuklarında Defne’nin içi içine sığmıyordu. Yaşadığı şeyi
heyecanla anlatıyordu. ‘Biliyormusunuz,
benim problemim ne sevgilim, ne de iş arkadaşlarımmış. Asıl problemim aşırılaşmakmış...’
Arkadaşı da onu sevinçle dinlemiş ve onun bu haline ortak
olmuştu...
“Evet Defnecim... Hayatta asıl önemli olan dengede olabilmek.
Eğer bir yerde aşırılaşırsak hayatı sadece oradan ibaret zannederiz. Ve
zannettiğimiz şeyin içinde bocalamaya başlarız. Oysaki hayatta doldurmamız
gereken sadece bir bardak yok ki... İş, eş, arkadaş, aile, komşu, akraba...
Hepsiyle farklı bir ilişkimiz ve paylaşımlarımız var. Birini fazlalaştırırsak
diğerinden çalmış oluruz. Tıpkı senin yaptığın gibi... İşinde aşırılaştın,
benden çaldın. Lütfen bir daha olmasın. Şaka bir yana, bunu fark etmene çok
sevindim. O zaman ne diyoruz? İş
zamanında iş, muhabbet zamanında arkadaş olsun...”
“Evet, artık şikâyet yok. Çözüm belli... Denge...” dedi Defne...
İnsan
neyden şikâyet ederse problemleri oradan gelir. Şikâyet ettikçe de
problemlerinin gerçek çözümlerini asla göremez.
Aşırılaşmak,
hayatımızdaki problemlerle ilgili çok güçlü bir işarettir.
İnsan,
hayatındaki tüm süreçlerde dengeli olmalı hiçbir sürecinde aşırılaşmamalı ki
problemlere daha pratik çözümler bulabilsin.
3 Yorumlar
Denge kaçtığı anda problemler başlıyor. Bu da kendimizi toparlayabilmek icin hayatın sunduğu işaretlerden biri...
YanıtlaSilHayatımın neresinde aşırılaştım diye sorduran bir yaz olmuş... Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilDengeyi bulabilmek dileğiyle🍀
YanıtlaSil