HAYATINIZDA HİÇ KANAVİÇE İŞLEDİNİZ Mİ?

Annem yine camın kenarına geçmiş, kanaviçesini eline almış, bir ön bir arka yüzüne batarak işliyordu ilmek ilmek…

Bu güzel manzarayı görünce ben de hemen ince bellilere çayı doldurup yanına oturdum. Elimdeki çayı ve kurabiyeleri görünce “Hay ALLAH razı olsun kızım. Nasılda canım çekmişti” dedi.

-Afiyet olsun annecim.  Benim de, seninle sohbeti canım çekmişti. 

Ne güzel oldu işte, dedim.

‘Gel gel bakalım’ derken kanaviçenin arka yüzünü son bir kez kontrol etti.

-Annecim neden kanaviçe yaparken bir ters, bir düz bakıp ilerliyorsun? Sadece ön yüzüne bakıp yapılamıyor mu? Zaten arkasını kim görecek, ön yüzü güzel olsun yeter” dedim çayımın ilk yudumunu alırken…

Demez olaydımJ Annemin bir bakışı vardı ki görmeyin…

Elindeki işi bırakıp, ince belli bardağından bir yudum aldı ve

sakince konuşmaya başladı.

“Bak kızım görünen tarafa herkes bakar… Önemli olan arkasıdır…”

Tam ‘Nasıl yani’ diyecektim ki bir bakış daha attı.

‘Sus ve dinle’ der gibi ve devam etti.

“Hani şu telefonda her dakika baktığınız bir yer var ya… Oradaki insanlarında görülen hayatları ne kadar güzel değil mi?

Hani şu senin lise arkadaşın vardı. Ayşe…  Her gün ‘Yok saray yavrusu gibi evi var, yok çok yakışıklı kocası var, yok her gün bir yerlerde geziyor’ diyerek gösterdiğin kızcağız, hatırladın mı?

Ne oldu ona?  O, güzel mi güzel hayatına… O, dünya yakışıklı kocası iflas edince; ne saray yavrusu ev kaldı, ne gezmeler ne de tozmalar. Hatta o yakışıklı koca da dünyanın en tipsiz adamı oluverdi ve muhteşem evlilik bir anda bitiverdi.

Ama biz hep neyi görüyorduk? Görünen tarafı…

Annem yine iki lafın arasında hayatımın derslerinden birini vermişti bana…

-Çok haklısın annecim. Gördüğümüz ve görmediğimiz ne kadar çok şey varmış.

Dedim ama annem bir kere sazı eline almıştı...

“Mesela küçükken sana “Evi süpür” derdim. Sen ne yapardın? Sadece görünen yerleri süpürürdün. Ama bir gün sonra o görünmeyen arkalardaki ya da altlardaki tozlar ortaya çıkıverirdi. Güya anneyi kandırmış, işini hızlı bitirmiş oluyordun ben görmeyince değil mi…”

ve gülümseyerek devam etti…

“İnsan ne yaparsa yapsın, hakkıyla yaparsa önü kadar arka planına da çok dikkat eder.

Mesela kadın misafir gelecekse ne yapar? İkramlıkları hazırlar çünkü gelenlerin asıl önem verdiği şey bu olacak ama arka plan da evi derler toplar değil mi?

Veya bir doktor ameliyata girerken asistanlarına soruyor; “Hasta hazır mı? Ameliyathane hazır mı” diye. Neden? Arkadaki hazırlıklarla o ameliyat başarılı olacak çünkü…

Hele şu sporcular… Şampiyon olana kadar antremanlarda ne ter dökmüşlerdir. Bu da işin arka planında…

Aman daha neler vardır neler…” diyerek annem kanaviçesini eline aldı.

Ben hem şaşkınlıkla hem de bir o kadar şükürle anneme bakıyordum… ‘Deneyim sadece okumakla olmuyor’ dedim içimden.

‘Gel gel’ dedi annem.

“Şu kanaviçenin arkadaki düğümlerini iplerini görüyor musun?

İşte hayatta da hep böyle düğümler vardır. Mesele o düğümü atıp ipliğini başka bir tarafa yönlendirebilmek… O arkadaki düğümleri, iplikleri ayarlarsan çok güzel bir motif elde edersin.

Sen arkadaki zorlukların bedellerini öde ki önde güzel bir motif ortaya çıkmaya başlasın. Hem de gittikçe kolaylaşarak…

Düşünsene kızım; üniversiteye gireceğin sene ne kadar da çabalamıştın.

Hele evlenirken… O düğün telaşı arasında ne düğümleri bağlayıp çözmüştünüz damadımla.  Şükür ki işlediğiniz kanaviçe motifleriniz çok güzel oldu.

Annemi saatlerce dinleyebilirdim ama çaylar bitmiş ve kanaviçe tekrar ele alınmıştı…  Ben ince bellileri tekrar doldurmaya giderken annemden inciler dökülmeye devam ediyordu…

“Güzel kanaviçe işleyeceksin… Arkadaki her düğümü… İpliğin gidiş yönünü… İplikteki hangi rengin hangi renge uyumlu olacağını bileceksin. Yoksa güzelin arkası karmakarışık olur.

Sonra da Ayşe gibi düğümlenir kalırsın. Yazık oldu kızcağıza ya… Kızım bir ara sor bakalım. ‘Bir ihtiyacı var mı’ diye, olur mu?

Kim bilir, onun düğümünü çözmesine destek olmaya çalışırken biz de bir düğümü daha çözmeyi öğreniriz, değil mi? Nasıl diyordun sen? He tamam hatırladım…

Biz de Deneyim Transferi yaparız değil mi?

 


Yorum Gönder

17 Yorumlar

  1. Deneyim transferi ne önemli şey..

    YanıtlaSil
  2. İnsan görünen kısma önem veriyor oysa bütüne önem vermek gerekiyor hayatta.. elinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  3. Su gibi akan bir yazı olmuş. Kaleminize, yüreğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel dersler var 😍 Anneden gerçek inciler 🤍

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel bir anlatım elinize sağlık😊

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel buna manayı anlamak denir

    YanıtlaSil
  7. Hayat detaylarda saklı. Kimse görmeyince yanlış yanlış olmuyor sanıyorum

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel anlatılmış emeğinize sağlık, görünene herkes dikkat eder, önemli olan görünmeyen yerdeki özen,bedel

    YanıtlaSil
  9. Kanaviçe gibi işlenmiş bir deneyim transferi olmuş.Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Bir kanaviçe sever olarak bayılarak okuduğum bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık. Geçmiş ve günümüz çok güzel harmanlanmış. Şimdiki özentiliğe güzel bir ders niteliğinde... 🫶🏻🤗

    YanıtlaSil
  11. Güzel bakan, güzel de görüyor. Bir kanaviçe nerelere gidiyor bakmayı bilene. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  12. Bir kanaviçe den hayat dersine ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  13. Bir işi hakkıyla yapabilmek...
    Tüm yönleriyle, detaylarıyla dikkat etmek, kaliteli işlerin çıkmasını sağlıyor :)

    Kaleminize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  14. Elinize saglık

    YanıtlaSil
  15. Özen göstererek yapılan her iş başarıya ulaşır, tebrikler 😊

    YanıtlaSil
  16. “İnsan ne yaparsa yapsın, hakkıyla yaparsa önü kadar arka planına da çok dikkat eder.🤍 Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  17. Kaneviçe işlemeyi çok severim çok güzel anlatım

    YanıtlaSil