BİR HAK EDİŞ MESELESİ!
Hayat dediğimiz şey doğum ile ölüm arasında kısa bir zaman
dilimi!..
İnsan doğuyor, yaşıyor ve ölüyor…
Bu kadar işte diye iç geçirdi Selma. Bakım evinde koltuklarda
oturan yaşlı kadın ve adamlara bakarken.
Bir komşusunu ziyarete gelmişlerdi anne ve teyzesiyle.
Ara ara geliyordu buraya
Fakat bu sefer farklıydı, belki ruh halinden dolayı.
Oradaki kısa zamanda çok şey görmüştü ve burası, derin derin
düşüncelere dalmasına sebep oluyordu.
Kontrolün bizde olduğunu sandığımız o gençlik yılları, çar çabuk
bittiğinde, geriye yaşlılığa götürdüğümüz ne varsa o geliyordu yalnızca bizimle…
Bu kadardı işte…
İşin ilginç kısmı tarafı ise ölmek istesen bile ölemiyor
olman!
Gözleri doldu Selma’nın. Zihinsel engelli yaşlı adamı izlerken..
Yanlarına gelip gidiyor değişik değişik anlamsız hareketler
yapıyordu. Ya da ben onları anlamsız olarak düşünüyorum! Dedi sessizce..
Diğer avluda hava alan yaşlılar alışmışlardı, bu yaşlı
adamın yaptıklarına. zaten kendileri de çok da farklı değillerdi ,bilinçli hareket etmiyorlardı
Bilinç..
Evet, ne kadar önemli bir kelime… Önemi önemsemediğimiz…
Bizim için ne kadar önemliymiş diye tekrar düşündü. Selma.
Bilincimiz yerindeyken, hala seçme hakkımız varken, doğruyu
bulmak , iyi hak edişler oluşturmak ne kadar önemli.
İnsanın bilinci gittikten sonra diğer canlılardan farklı çok
da fazla bir özelliği, kalmıyordu.
Hak ediş …
Sonra komşumuz Seyfi! amcanın sesiyle irkildi, daldığı düşüncelerden..5
kızı vardı . 1i vefat etmişti. Kızlarının vefasızlığından yakınıyordu. Gelmelerini
geçtim bir telefon dahi etmiyorlar diyordu. Babaya kin doluydular , kendilerince
sebeplerden dolayı..
90’a yaklaşmış yaşlı bir baba..
Ve maalesef ki her gün beddua ediyor kızlarına..
Oysa ki kadar önemliydi. Anne baba duası almak.
Kurandaki! Isra Suresinin 23. ayet geldi aklına; “Rabbin,
kendisinden başkasına ibadet etmemenize ve anne babaya iyilik etmenizini hükmetti!.
Onlardan bir ya da her ikisi senin yanında yaşlanırsa, onlara "öf" bile
deme! Onları azarlama ve onlara değerli bir
söz söyle.”
Ne kadar “sen yine de beddua etme, ağzından kötü söz çıkarma
“ dese de Seyfi amcanın canı çok yanıyordu ve onu dinleyecek durumu yoktu.
Annesiyle teyzesinin yaptıkları börekle sarmayı
getirmişlerdi gelirken, çok sevendi. Ama en çokta verdikleri yardıma sevindi! .
Eline hiç para geçmediğinden canı çektikleri bir şeyleri alıp yiyemiyorlardı.
Tıpkı çocuklukta ki gibi başkasının eline bakıyorlardı
Gözler dolu dolu, zihninde ki bin bir düşünceyle gitmek
üzere ayağa kalktılar.
Şöyle bir daha baktı Selma etrafına…
Bu kadardı işte...
Doğum ile ölüm arasındaki kısa bir film.
Son sahnen nerde kurulacak bilmiyorsun?
Bildiğin tek şey var “ şimdi bilincin yerindeyken iyilik
yap, İyi ol, doğru yolda ol”
Sonra bilincin
gittiğinde onlar sana eşlik edecek..
Gençliğine güvenme…
Orada oturanlarda kısa bir zaman önce gençlerdi!..
. İyi ol!
. İyilikte yarışanlardan ol!
. İyilerle ol!
. İyi ol!
https://deneyimseltasarimogretisi.com/
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola
çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler öğreten bir ilimdir.
İnsanoğlu,
yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi:
9 Yorumlar
İyilikte yarisanlardan olalım insALLAH. Teşekkürler 💐
YanıtlaSilİyi insan ol. Ve sen de iyilerle karşılaş..
YanıtlaSilGençliğe güvenme hayatta plmaz dediklerin olur …
YanıtlaSilİyilerden olabilmek dileğiyle
YanıtlaSilDüşündüren bir yazı olmuş teşekkürler . bilincimiz yerindeyken iyilik hayırlar yapalım. Sınav bittikten sonra yapamayacaksın istesen de yalvarsan da yapamayacaksın.
YanıtlaSilSonuç yapıp ettiklerimiz olacaksa, insan bir kere daha düşünmeli kime nasıl davrandığını.
YanıtlaSilİnsan nasıl bi halledil oluşturuyor….
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsınız.. Ellerinize sağlık,
YanıtlaSilDoğru yere yönelmek...Güzel bir anlatım ama bazı yerler acıtmalı... 🤲😔
YanıtlaSil