TESLİM OL

 

TESLİM OL

Polis bir hırsızı, bir katili yakaladığında ‘’teslim ol ,etrafın sarıldı’’ diye anons yapar.  

Bu bir polisiye sözcüğü değil sadece.

Teslim ol deyince insan da suç işlemiş ve  yakalanma anından bahsediliyor zannedebilir.

Tam tersi aslında bir nevi suçtan uzaklaşma çağrısıdır bu. Bir hatadan uzaklaşma…

İnsan tartışma anında içinden geldiklerini sayar sayar. Duyguları çok aktifleştiği için düşünmeden konuşur. İstekleri olsun ister. Karşı tarafın ne dediği de önemli değildir, onun için. Duymaz veya duymak istemez. Haksız da olsa haklı olmaya çalışır.

Ama sert bir kayaya çarpınca da ‘’tamam tamam teslim oldum senin dediğin olsun’’ der…

İnsan bu hayatta, birilerine bir şeylerini teslim eder.

Bakıcıya bebeğimizi, ilkokulda öğretmene çocuğumuzu teslim ederiz. Doktora hastamızı teslim ederiz. Paramızı teslim ederiz güvendiğimiz kişilere. Şehir dışına gidecek olsak çiçeğimizi teslim ederiz komşumuza. Saçımızı teslim ederiz kuaförümüze.

Ya da bazen haksız olduğumuz yerler de karşı tarafa hakkını teslim ederiz. İyiye iyi kötüye kötü. ‘’Tamam, sıkıntılı bir tip ama bu konuda da hakkını teslim etmek gerek’’ deriz ya bazen…

İnsan teslim olduğu, teslim ettiği her işte öncesinde sebepler oluşturur.  Bu sebeplerin hakkını verince teslimiyet kabul edilir.

Hayatta her şey kontrolümüzde değildir. Kontrolümüzde olan kısmıyla yeterince ilgilendiğimizde, kontrolün dışındakilere de teslim olmak daha kolay olur.

İnsanın sorumluluk alanı sebepler.

Bu sorumluluk alanını terk edip sonuçlarla ilgilenince teslimiyet de zorlaşıyor. Bu kez işler karmaşık hal almaya başlıyor. Hemen insanın dilinde kahpe felek, kader ağlarını ördü, şans olacak insan da… cümleleri kaplar etrafı.

İnsan kendine düşen alanın hakkını vererek teslim etse çok da felekle şansla işi olmayacak aslında. Ama insan kurnazlık yapıp kolaya kaçtığında sonucu beğenmeyip isyan edebiliyor. O yüzdendir ki hiçbir zaman kendine değil de başkasına bakmak, başkasının kusurlarını görmek kolay oluyor. Fakat işler zora girip çözülemez hal aldığında ‘’ben ne yaptım’’ diyebiliyor bazen.

Sormamız gereken şu?

.Yaptığım işin hakkını verdikten sonra sonuçla ilgili teslimiyetim var mı?

.Yaşadığım olaylarda sebep oluşturduktan sonra teslim olabildim mi?

.Olumsuz sonuçla karşılaştığımda da yine de teslim olmaya devam ettim mi?

.Olumlu sonuçları verenin de teslim olmakla ilişkisi olduğu her an hatırımda mıydı?

.Her konuda teslimiyetim var mı? İsteklerim beni yönetiyor mu? Yoksa kontrol altındalar mı?

.Çocuğunu öğretmene, hastanı doktora, saçını kuaföre, arabanı tamirciye, çiçeğini komşuya teslim eder gibi hayatımızı teslim ettiğimiz yer neresi?

.Karşılaştığımız sonuçlara ne kadar teslim olduk?

.Her an teslimiyetimiz test edilirken biz ne kadar hazırız teslim olmaya?

https://deneyimseltasarimogretisi.com/

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler öğreten bir ilimdir.

 İnsanın daha mutlu, daha başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.

 "Kim Kimdir",

 "İlişkilerde Ustalık"

  "Başarı Psikolojisi" Programları ile bu amaca ulaşmayı sağlar.

                                           

                                                             İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri

                                                             En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi:

                                                             Aynadaki kişi

                                                             Tek başına neler yapabileceğini keşfet  [Yahya Hamurcu]