KAHVALTININ MUTLULUKLA BİR İLGİSİ VAR

 

Ayla, o sabah yine erkenden uyanmıştı. Bu sefer öyle bir kahvaltı hazırlayacaktı ki annesi ağzını açıp tek kelime edemeyecekti. Hatta takdir bile edecekti. Tezgahta hiç bulaşık kalmamalıydı. Ayrıca mümkün olduğunca az bulaşık çıkararak en güzelini hazırlamalıydı. Etrafa yağ sıçratmamalı, bulaşık makinesi doluysa boşaltmalı, bir yandan kahvaltıyı hazırlarken diğer yandan da evi toparlamış olmalıydı.




Ayla’nın annesi Esma Hanım titiz bir kadındı. Ayla annesinden takdir almak için her seferinde daha iyi kahvaltı hazırlamaya çalışır ama Esma Hanım muhakkak bir kusur bulurdu. Ayla sofraya en sevdiği tabakları çıkarmak ister, Esma Hanım ise kızardı.

‘’Ne gerek var? O da tabak değil mi? Ne çok seviyorsun kendine iş çıkarmayı. Boş şeylere zaman harcayacağına başka bir iş yapardın.’’

Esma Hanım için kahvaltı yapmış olmak yeterliydi. Süslü tabaklara çeşit çeşit sıcak kahvaltılıklara ne gerek vardı? Adı üstünde kahvaltıydı! Ayla ise nasıl kahvaltı yaptığıyla ilgileniyordu. Sofra hazırlamayı, süslemeyi ve çeşit yapmayı seviyordu. Esma Hanım için tüm bunlar çok saçmaydı çünkü o sevmediği bir şeyi “saçma” olarak ifade ederdi.

Ayla, annesi tarafından sevilmeyi ve takdir edilmeyi istiyordu. O yüzden bu sabah hazırlayacağı kahvaltı mükemmel olmalıydı. Her şey hazırdı. Ayla neşeyle ev halkına seslendi:

‘’Sofra hazıııııır!’’

Annesinin sofraya bakar bakmaz yüzündeki ifade Ayla’nın neşesini de söndürüvermişti. Pür dikkat annesinin gözlerine bakıyordu. Esma Hanım yine ciddi ve neşesiz oturdu sofraya. Ayla ise yeniden neşesini toplayarak çayları doldurdu. Bir yandan da

“Çayı da kim demlediyse eline sağlık, tavşan kanı olmuş mübarek.” diyerek ortamı ısıtmaya çalışıyordu.

Esma Hanım’ın ilk cümlesi dökülüverdi ağzından:

“Dün buzluktan kıyma çıkarmıştım, görmedin mi? Kıymalı yumurta yapacaktım. İnsan bir sorar anne bu kıymayı neden çıkardın diye.”

“Onu akşam yemeği için kullanırız annecim. Bak neler yaptım hem!” deyiverdi Ayla.

“Ben yapmadığınıza kızmıyorum, sormadan, haber vermeden iş yapmanıza kızıyorum.” diye devam etti Esma Hanım.



Ona göre her şeyi sormak gerekirdi. Kahvaltılıklar için hangi tabağın kullanılacağına, ne pişeceğine, yemeğin nerede ve ne zaman yeneceğine o karar vermeliydi.

Ayla yine takdir edilmemişti. Neyi yanlış yapıyorum diye düşündü. Her şeyi annesinin istediği gibi hazırlamıştı işte ama bu sefer de olmamıştı. Arkadaşı Sude’nin annesi böyle miydi? Tezgahın üstünden su içtiği bardağı kaldırsa annesi öve öve bitiremezdi Sude’yi.

İnsanın Gerçeği…

Hayat, insanın neye rağmen ne yaptığıyla ilgilenir.

Kimileri için bu hayatta takdir etmek kolaylaştırılmıştır. Kimileri içinse bu çok zordur. Kimisi sevgi insanı, kimisi saygı insanıdır. Peki kendimizi ve çevremizdekileri tanıdığımızda ne olur?

·       Beklentilerimizi doğru yere yerleştiririz.
·       Doğru stratejiler uygular hale geliriz.
·       Karşımızdakini tanıdığımızda onun yaptıklarının nedenlerini bilebilir hale geliriz.
·       Her davranışın şahsi algılamaktan vazgeçeriz.

·       İnsanları tanıdığımızda sabrımız artar çünkü;

İnsan tüm yönleri ile kavrayamadığı bir şeye sabredemez.

O halde daha sağlıklı ve kaliteli bir iletişim insanın gerçeğini bilmekten geçer.

İnsanın gerçeğini görmeye hazır mısın?



 

Yorum Gönder

14 Yorumlar

  1. İnsan kendisi gibi olmayanlara yaranmak istediğinde her şey çok zorlaşıyor. Kimse kimseyi anlamaya gayret etmezse hayatta nasıl daha iyi bir ilişki kurabiliriz? Çok güzel bir yazı olmuş . Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. İnsanın gerçeğini bilmek, bir çok problemi çözüyor. Hatırlattiginiz için teşekkürler 💐

    YanıtlaSil
  3. İnsan bazen insanları nasıl mutlu edeceğini bilemiyor. Anlaşılmak ve anlamak bize benzeyen insanlarla çok kolay ama bize benzemeyenlerle nasıl ilişki kurucam? Nasıl anlaşacağım?😔

    YanıtlaSil
  4. Farklılıkları bilmiyor olmak , insanı iç halkasından uzaklaştırmaya yetebiliyor
    Insana doğru yol almak okumak gerekir
    Teşekkürler🌸

    YanıtlaSil
  5. Özlem Terzi
    Emeğinize sağlık… gerçekten kişi kendisini ve çevresini tanıdığında gereksiz yüklerinden kurtuluyor. İnsan kendini ve karşısındakini bildiğinde hayatında muazzamm bir konfor oluşuyor.

    YanıtlaSil
  6. Herkes birbirinden farklı.Bunları kabul ettiğimizde hayat kolaylaşıyor

    YanıtlaSil
  7. Elinize emeğinize saglık

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize yüreğinize sağlık hayatımız boyunca bizleri hep taktir etsinler isteriz ama hayat malesef çok acımasız

    YanıtlaSil
  9. Yüreğinize sağlık takdir edilme isteğini ne güzel de ifade etmişsiniz…

    YanıtlaSil
  10. Beğenilmek ve kabul görmek umarım doğru yere yerleştiririz. Herkesin kendinden bir şey bulduğu farkındalık dolu, samimi bir yazı olmuş. Kaleminize kuvvet 🖋️🍀

    YanıtlaSil
  11. 'Farkı farket, kabul et'
    Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. İnsan kendinden sahneler buluyor illaki. Gerçeği bilince insan rahat ediyor. Bilmediğinde ise sürekli gergin bir hayat oluyor.

    YanıtlaSil
  13. Farkli insanlarla iliski kurmayi ogrendogimde hayatim serpme kahvalti gibi keyifli oluyor ;)

    YanıtlaSil
  14. Hayat insanın neye rağmen ne yaptığı ile ilgilenir yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil