ZİRVEDE MİSİN, DÜZLÜKTE Mİ?

Geceden bavulunu hazırladı Sümeyra. Sabah uçağı kaçırmamak için erkenden evden çıkması gerekiyordu. Koşuşturma içerisinde yorulduğunun farkına varıp “Artık biraz dinlenme vakti” diyerek odasına geçti.

Yine yoğun geçen bir çalışmanın ardından kendisine küçük bir tatil planı yapmıştı. Bu tatil de diğerlerinden farklı değildi aslında. Gezmekten pek keyif almadığı halde çevresinin gözünde değerli hissedilebilmek için bunun gerekli olduğunu düşünürdü. Yaptığı paylaşımlar, yediği yemekler hep kendi varlığını ispatlama çabasındandı. Gittiği yerlerde fotoğraf çekip paylaşmak için uğraşırken, çevresindeki güzelliklerin çoğunu da kaçırırdı…

Hayatı hep koşuşturma ile devam etse de mutlaka aralarda kaçamaklar yapardı. Bu kaçamakları da kendisinden ziyade insanlara bir şeyleri kanıtlamak için yapardı. Yıllardır hayatını, insanları memnun etmek ve onlara kendini ispatlamak için uğraşmakla geçirmişti çünkü hep bir eksiklik hissi vardı içinde. Hayatı boyunca başarılı olduğu alanlarda dahi kendisini yetersiz görüp daha fazlasını yapmaya çalışırdı. Bunun sonucunda da fazlasıyla yorulduğunun, geçip giden ömrünün farkına varamazdı.  

Sabah erkenden kalktı, hazırlanıp yola koyuldu. Çok yorgun olduğunu hissediyordu, “Ama gitmeliyim.” diye geçirdi içinden… Çünkü yorgun olmasına rağmen gitmeliydi… Çevresindeki insanlara hem çalışırım, hem de gezerimi ispatlaması gerekiyordu.

Uçağa binmek için de bir takım aksilikler yaşamıştı. Ne kadar erkenden hazırlanıp çıksa da yine koşuşturmak durumunda kalmıştı. Sanki koşuşturma Sümeyra’nın rutini haline gelmişti. Uçağa bindikten sonra seyahat boyunca gördüğü manzaraya bakarken düşüncelere daldı. Dağların zirvelerinde karlar vardı. Bu eşsiz manzara anneannesinin sözünü hatırlattı,  “Yüksek dağların karı hiç bitmez kızım.” derdi rahmetli anneannesi… Kendi kendine mırıldanınca yanındaki orta yaşlı kadının kendisine döndüğünü fark etti. Gülümseyerek tekrar etti cümleyi. Sonunda da “Anneannemin sözünü hatırladım da geçmişe götürdü beni bu manzaralar.” diye ekledi.

Kadının yüzünde derin çizgiler vardı. Bakışları öyle derindi ki her halinden görmüş geçirmiş bir insan olduğu anlaşılıyordu. O da tebessüm ederek konuşmaya başladı.

“Aynı insan gibi, değil mi? İnsan da ne kadar yükseğe çıkarsa görüşü o kadar açık olur ama zorlukları çoktur. Ne tipisi biter, ne ayazı… Zaman zaman azalsa dahi çoğunlukla öyledir. Tıpkı zorlukları aşıp zirveye çıkan insan ahvaline benzer… En düzlükteki de yokuşu olmayan kısımlar, zorluk görmemiş insan gibi… Ufku açık değil, kolay ama kirliliğe çok müsait… Bütün havanın kiri nemi o düzlüğe iner. Çabuk bunalan insan misali. Hep başkası için yaşayan, neyi neden yaptığını irdelemeyen insan misali…’’

Sümeyra “Ben hangisiyim acaba?” Diye düşünmeye başladı. Düzlükten dağın eteğine yaklaşan biri gibi gördü kendini… Zirveye çok uzaktı… Neden böyle? Neden zirveye çıkamıyorum? Bana engel olan ne? Gibi bir sürü soru zihninde dolanmaya başladı. İnsanların söylemlerini çok fazla önemsediği aklına düştü. Mesela neden şimdi yorgunken yoldasın dedi kendi kendine…

İnsanların kendisi hakkındaki söylemlerini o kadar önemsemişti ki, gerçekten kim olduğunu unutarak yaşamıştı. Bütün hamleleri, bütün seçimleri başkalarının düşüncelerine göre şekillenmeye başlamıştı. Bu da hayattaki gerçek amacından çıkmasına neden olmuştu. Sahi, neden yaşıyoruz bu hayatta? Dünyaya gelirken bize verilen roller var. Hepimiz kendi hayatımızı oynuyoruz, ama kim için? Düşüncelere dalarken, insanları memnun ederek yaşamanın mümkün olmadığını fark etti. Bunca zaman aslında hayattan tat almadan yaşadığını da…

Hâlbuki dışardan bakıldığında çok güzel bir hayatı var gibi görünüyordu, ama gerçek öyle değildi. Bu yolculuk Sümeyra’nın kaçırdığı kısımları fark etmesinde bir dönüm noktası olmuştu.

‘’Ben rolümü gerçek izleyiciye oynamalıyım. Aynı yüksek dağ gibi zirveye yakın manzaranın ahvali gibi, ufkumu genişleterek yaşamalıyım. Elbette bunun da zorlukları da var ama yapabilirim.” diye düşünerek bulutları seyre devam etti.


Yorum Gönder

7 Yorumlar

  1. Ellerinize sağlık 😊 İnsan gerçekten kıyasını dışarıya koyduğu zaman kendisini sürecini içerisinde kaybedebiliyor...

    YanıtlaSil
  2. Yolculuğumuz yapıp ettiklerimiz kim için..? Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  3. Zirveye çıkmak için neler yapmalıyız acaba

    YanıtlaSil
  4. Rolünün hakkını vermek… Kaleminize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  5. Yanılgılar yanılgılar gerçekten hiçbirşey göründüğü gibi değil kaleminize yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Beğeniyi doğru yere koymak, takdiri Allah tan beklemek ne kadar da güzel ve hafif bir duygu. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Biri birgün dediki: Sana anneliği veren seni annelikle sınamak istiyor. Sana eş olmayı, evliliği nasip eden, seni evlilikle sınamak istiyor. Sen de sahneye sınav sahnesi gibi bak...

    Biz ne yapıyoruz, sahnenin sınav sahnesi olduğunu unutarak, en büyük jürimiz (!) olan elalem için yaşıyoruz. Ne kendimizi tanıyoruz ne de RABB'imizi maalesef.

    Sınav olduğu bilincine vararak yaşamayı nasip etsin RABB'im cümlemize inşALLAH.

    Yüreğinize sağlık hocam...

    YanıtlaSil