Sevgili günlük :)
Bir otobüs garında, neredeyse 5 saattir bekletilen bir yolcu olarak yazıyorum bu satırları... Bir garip, eğitim meselesi de diyebiliriz bu yolculuğa... :)
Aslında fayda adına çıkılan her yol insana hicret
ediyormuş hissi de
veriyor. Ne de olsa konforundan, imkanlarından
vazgeçerek gidiyorsun, öyle değil
mi? Bu nedenle her yolculuk başka
bir macerayı,
başka öğrenmeleri de içinde barındırıyor, tabi bu gözle bakabilene..
Bakalım bu sefer neler yaşanacak derken, otobüsün arızalanması ile otogardan çıkamayışımız, bu gecenin sürprizlerle dolu
geçeceğine işaret olmuştu.
Erzurum’dan gelen otobüs, Kayseri terminalinde arıza yapmış, bir otobüs dolusu insan terminalde mahsur kalmıştık. Arızalanan otobüsün tamir edilmesi için saatlerce beklememize rağmen, araç tamir edilememiş, ardından yeni bir araç istenmiş ve sabah saat 7.00’ye doğru, yeni bir aracın gelecek olması ümidi ile beklemeye başlamıştık. :)
Saatler sonra otobüsün orta kısmındaki merdivenlerde oturup, temiz
hava alarak, cami minarelerinin arkasından,
gökyüzünün aydınlanmasını izlemeye başladım. ‘’Farklı bir deneyim’’ diye
düşünüp, yüzüme kocaman bir tebessüm koymaya çalıştım.
Etrafı izledim bir süre. Gün aydınlanıyordu, etrafta hızlı hızlı hareket
eden insanlar vardı.
Herkes farklı
bir yöne doğru
gidiyordu. Kimi geceden beri çalıştığı için yarı uykulu bir şeyler halletmeye çalışırken, kimi banklarda otobüsü
gelene kadar sigarasını içiyordu. Kimi geceden beri
beklediği için ayakları uyuşmasın diye yolda volta atarken, kimi
otobüsün içinde uyumayı
tercih ediyordu. Bazıları direksiyon başında
yol kat ederken, diğerleri birilerini yolcu ediyordu...
Tıpkı hayat gibi...
Herkesin bir yolu vardı...
Hepimiz yolcuyduk aslında.
Doğumla başlayan, ölümle başka bir yöne evrilecek olan bir yolculukta…
İnsan otobüse binmeden önce
gitmek istediği yeri seçiyor, oraya gidecek olan otobüse biniyor ve yolda uyusa
da, yolu da seyretse, yanındakiyle muhabbet de etse sonunda bir kaza bela
olmadığı müddetçe gideceği yere varıyordu. Hayat öyle değildi ki!
Evet önce varmak istediği yeri
seçmeliydi insan. ‘’Bu yolun sonu nereye çıksın?’’ diye sormalıydı kendine. Ama sonra yaşadığı hayatla da oraya varmak
istediğini ispatlamalıydı.
Hayat hep ‘’Gerçekten oraya mı
varmak istiyorsun, o zaman şu probleme yönüne uygun cevap verebilecek misin
bakalım?’’ diye soru sorup duracaktı. İşte o zaman uyuduğun vakit, uyandığın
vakit, kimlerle muhabbet ettiğin, neleri seyrettiğin, nerelerde vakit geçirdiğin,
hepsi çok önem kazanacaktı.
Tıpkı hayat yolculuğumda
yaşadığım şu anki problem gibi. Nasıl cevap vereceğime bakacak hayat. Anlayıp
dinlemeden yaygara mı koparacağım, etrafa mı sataşacağım, durumu anlamaya
çalışıp adil bir tepki mi ortaya koyacağım?
Bu kadar konuştuğuma bakmayın, payıma
düşene razıyım aslında…
Böylesi daha anlamlı...
Daha tatmin edici...
Zaten gerçek bir amacı varsa, varacağı yer için
ödeyeceği bedellere razıysa, insan gocunmuyor yaşadıklarına, gidenlere, kalanlara,
verilenlere, verilmeyenlere...
Çünkü her şey geçici...
Her şeyin geçici olduğu bir yerde, hangi zorluk kalıcı olabilir ki?
Şükrettim tekrar, verilen
nimetlere... Tıpkı ‘Bitmeyen Yolculuk’ gibi... Bak,
yine neler düşürüverdi
aklıma... Daha
Konya’ya varamadan, zihnimde ne yolculuklar yaptım... Çok şükür...
Saat sabahın 6.45’i... Birazdan yeni araç
gelecek ve biz yola çıkacağız.
Nerede olursak olalım, ne yaşarsak yaşayalım; mesele zorluklarla karşılaşmak
değil...
Mesele, o anda verdiğin
tepkilerde...
Bize de ‘Yaşantımızda amacımıza
uygun ispatlar ortaya koymak ve amaçladığımız yere hayırla varmak’ nasip olsun...
15 Yorumlar
Aminnn…:)
YanıtlaSilBitmeyen yolculuk’la…, bir gün Bitecek olan Yolculuk için nasıl davranmamız gerektiği öğretilmiş…
Ne Garip :)
İnsan hep RABBi için hicret eder oysa, her yol O’na varsın diye..
YanıtlaSilFarkındalık oluşturan makale için, teşekkür ederim 🥰
Bu ne güzel bir iç döküş... Bir yandan yolculuğun zorluğu, diğer yandan hayatın sembolik anlamları o kadar ustalıkla iç içe geçmiş ki okurken bir terminalde beklemiyor da insanlığın ortak bekleyişini yaşıyor gibi hissediyor. Özellikle "hayat hep soru soracak" kısmı beni çok etkiledi. Gerçekten de yolculuğun kendisi değil, o yolculukta kim olduğumuz belirliyor varacağımız yeri. Böyle anlar insanın içini yavaş yavaş aydınlatıyor sanki, tıpkı sabahın ilk ışıkları gibi... Kaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSilZihinsel bir yolculukta tam da kendime ‘’Bu yolun sonu nereye çıksın?’’ :) derken gelen bir makale oldu... Ve çıkan şey yine her şeyin geçici olduğunu hatırlatarak gülümsetti :) RABbim yolculuklarımızda... doğru tepki vermeyi nasip eylesin... Kaleminize yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilDoğru ve güzel izler bırakmak nasip olsun yolumuzda :) Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilaminn amacımiza gore ortaya iapaylar koyabilmeye ilk nefes ile son nefea arası yaşam.yolculugundaki sınavimızda... Çok etkileyici, insanin icine işleyen, kalpleri saran bir yazi olmuş. Emeklerinize saglik
YanıtlaSilAynı hayat gibi:)
YanıtlaSilAmin inşallah 🙏😇
YanıtlaSilİnsan karşılaştığı zorluklara sıkıntılara problemlere kızlar. Onlarla karşılaşmak istemez. Konfor alanından çıkmak istemez. Oysa bu sıkıntılar o insanı bir üst kata çıkartan asansör gibidir.. dardır sıkışır zorlanır bunalır, sıkıntılar içerisinde kalır. Ama insan sahaya çıkmadan oynamadan yorulmadan koşturmadan nasıl kazanabilir ki. Hiç girmediği oyunu kazanma ihtimali olur mu? İnsan ilizyondadır. Hayatta da subjektiflik yoktur illüzyon vardır ama kötüsü insan ilizyonda olduğunu farkında bile değildir... Ölünce uyanır.
YanıtlaSilHayat yolunda nereye varacağını bilerek yaşamak ve o yolun gereğine uygun davranmak, nasip olsun bizlere 🌸
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık müthiş bir yazı
YanıtlaSil🥹
YanıtlaSilSizin bu yolculuktan çıkardığınız anlamlar çok etkileyici. Hayatın zorlukları karşısında duruşunuz gerçekten ilham verici. Yeni araçla yolculuğunuz hayırlı olsun!
YanıtlaSilÇünkü her şey geçici.... İdrak edebilmek ümidiyle...
YanıtlaSilyolculuğunuza sağlık 🌸
YanıtlaSil