Geniş omuzlu, puslu bakışlı adam; eşinin sonuçlarını almak
için hastaneye gelmişti. Hastanenin kalabalık koridorunda etrafına şöyle bir
göz gezdirdi. İnsan sesinden ve ortamın havasızlığından rahatsızlık duyduğunu
hissetti. Boş bulduğu bir sandalyeye sessizce oturdu. Uzun boylu ve orta kilolu
bir adamdı Hakan. Sakallarına düşen beyazların aksine geniş omuzları onu
olduğundan daha genç gösteriyordu.
Yan koltukta iki kadının konuşmasını istemeden duyuyordu. Birisi
konuşmayı sevdiği her halinden belli olan meraklı; diğeri sessiz, üzgün,
düşünceli…
“Geçer kardeş, üzülme” diyordu konuşkan olan. “İnşALLAH” diye
cevap verdi üzgün düşünceli olan. Belli ki onun hastalığı ciddiydi, yanındakini
dinlerken gözü dalıp gidiyordu. Hakan onları sessizce süzdü, gözleri her daim
ışıldayarak bakan eşini düşündü. Eşinin teşhisinin konulduğu gün birlikte
gitmişlerdi hastaneye. 20 yılını geçirdiği, gözlerinin ışıltısını sevdiği eşi,
ciddi bir hastalığa yakalanmıştı. Gözlerinin içi parlayan, küslüğü, kırgınlığı
sevmeyen Zehra’nın, gözlerinde hüzün vardı o gün.
Doktor açıklama yaparken Zehra’nın yanaklarından süzülen
damlalara rağmen metanetini korumuştu Hakan. Bunca yıl eşinin üzerine
titremişti, hoşlanmadığı bir hareket olsa dahi bunu direkt söylemezdi. Kırılmasını
istemediği için bir hikâye anlatıp onun için de bir olayla doğruyu anlatmaya
çalışırdı.
Zehra evliliğin ilk yıllarında bunu anlayamamış zamanla
alıştıkça fark etmişti. O da dersini alıp yaptığı hatayı toparlardı, ince ruhlu
eşinin karşısında…
Aralarında birbirlerini anlamının, evlilikleri boyunca saygıyı
yitirmemenin getirdiği bir uyum vardı.
Baba sevgisi görmemişti Zehra… Babası askere gittiği ay
dünyaya gelmişti. Askerliğin 24 ay olduğu zamanlardı… Babası döndüğünde tam iki
yaşındaydı Zehra. Büyüdüğüne şahit olamamıştı babası ve bu yüzden Zehra’ya
alışamamıştı. Araları hep mesafeliydi, birbirlerine yabancı gibiydiler baba
kız. Zehra da böyle bir babadan sonra Hakan’ın ilgisiyle hemen sevmişti onu.
Oğulları minicik bir bebekken kaybetme korkusuyla
sınanmışlardı. Karşılaştıkları her zorlukta birbirlerine daha çok tutunup,
bağlılıkları artmıştı.
Hakan’ın rahat ve zoru sevmeyen hali… Zehra’nın disiplinli
kontrolcü yapısı… Tüm zıtlıklara rağmen birbirlerini sevmişlerdi, çıkarsız ve beklentisiz…
İlişkiler dengedeyken, insanlar bağımlı değil, bağlıdırlar.
Onlar da yıllar geçtikçe bu bağı kurabilmişlerdi.
Gözleri doktorun odasının kapısında olan Hakan, açıldığını
görür görmez kalktı. Korkuyla karışık düşünceli gözlerle sekretere baktı.
Doktor masasından seslendi, “buyurun Hakan bey, eşiniz yok mu?” O gün hava çok
soğuktu, Hakan da eşinin üşütmesinden endişe ettiği için beraber gitmemişlerdi.
Doktora izahını yaptıktan sonra, “sizi dinliyorum” dedi düşünceli haliyle…
Doktorun ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu. Doktor tebessümle, “gözümüz
aydın Hakan Bey, atlattık, tekrarlamamasını ümit ediyorum” demesiyle Hakan’ın şaşkınlıkla
sevinç arası “çok şükür” ifadesi döküldü dilinden…
Teslimiyet gösteren bir yapısı vardı. Ama her insan gibi az da
olsa hayat arkadaşını kaybetme korkusu olmuştu içinde…
Daha hastane koridorundan ayrılmadan kulağı telefonda olan
Zehra’yı aradı. “Ceylan gözlüm gözlerin ışıldamaya devam edecek inşALLAH” diyerek
kendine has ifadesiyle güzel haberi verdi. Birbirlerine bağlılıklarıyla
zorlukları aşabileceklerini biliyorlardı aslında. Aksi bir durum olsa dahi sabredeceklerini
de…
Peki, neden günümüzde bu tarz ilişkiler azaldı? Neyi yanlış
yapıyoruz?
İlişkiler dengede olduğunda kişiler birbirlerinin acılarını
da mutluluklarını da birlikte paylaşırlar. Birbirlerine yük değil yoldaş
olurlar. Ve hayat böyle daha yaşanılır hale gelir.
İlişkiler de ancak karşılıklı ödenen bedelle dengeye
gelebilir.
7 Yorumlar
Hastane koridorları hakikaten öğretici. İnsana çok büyük olgunluk katıyor. Seçim yapılan yer. Teslim olmak ya da olmamak.
YanıtlaSilHatirlattiginiz için teşekkürler 💐
Her daim dengede olabilelim inşALLAH…
YanıtlaSilEmeğinize sağlık ne naif bir yazı olmuş 🌸
YanıtlaSilDengede olmak kıymetli, güzel bi yazıyla da hatırlatılmış oldu 🌸
YanıtlaSilher ilişkide bu olsa ne güzel olur... denge samimiyet
YanıtlaSilBu nasıl bir tevafuk.... Aile kurumunu destekleyen nice insanlarin olması ümidiyle... Kaleminize sağlık
YanıtlaSilNe guzel dengede olan ilişkiler ve dengede olan her şey..
YanıtlaSil