Seda,
mutfakta hem annesini pür dikkat izliyor hem de isteklerini bir bir söylüyordu…
“Anne… Ben de senin gibi çok güzel
yemek yapmak istiyorum. Evimde, mutfağımda senin gibi marifetli olmak
istiyorum. Çok mu şey istiyorum? Tamam, senin gibi usta olamam ama benim
yaptığım yemekler de güzel olsun. Yoksa
Ahmet beni iki günde kapıya koyar.” diyordu.
Tüm
bunlara ilave, en son kozunu da kullanıp; “Hem
seni de suçlar. Sen nasıl bir annesin? Kızına yemek yapmayı öğretmedin mi?
diye” sözlerini duyunca annesi…
“Tamam
tamam... İlk önce bir sakinleşir misin? Makineli tüfek gibisin. Birincisi tabii ki benden daha lezzetli
yemekler yapabilirsin. Ve, tabii ki ben de damadımdan bu lafları duymak
istemem. Ama bunu seninle daha önce de birkaç kez konuştuk ve denedik. İlk
denemelerimizi hatırlıyor musun?
O
zamanlar, lisedeydin ve sadece heves uğruna mutfağa girmiştin. Şimdiyse bir
hedefin var. Bu başarıya ulaşabilmek
için önemlidir.
“Hallederiz diyorsun yani, öyle mi
annecim?”
“Hallederiz
tabii… Ama sen önce bir niyetini al. ‘Ben kendi mutfağımda lezzetli yemekler
yapmak istiyorum’ diyor musun?”
“Evet, anne, görüyorsun, yumurta
kapıya dayandı. Evleneceğim ama doğru dürüst elime bıçak alıp, soğan bile
doğrayamıyorum. Bir senin bıçağı
tutuşuna bak, bir de benimkine bak.” diye suratını
astı.
“Sakin
ol kızım.” dedi annesi ve omzuna dokunup duvardaki fotoğrafı gösterdi.
Hatırlıyor
musun o günü? Baban, bizi gizli gizli
izleyip sonra en komik halimizi çekmişti. Sonra da ‘Her kadın mutfağındaki imkanların
sahibi olamaz veya o kimliğe bürünemez. Çünkü her kadın, mutfağını sevip orada
emek harcamaz’ demişti.
“Hatırlıyorum tabii ki. Sonra da
gelip bize sarılmıştı. Ben de içimden, ne şanslıyım. Huzurlu, birbirini seven bir
ailem var.” demiştim. Hala da diyorum. “Veeee,
anneciğim, eğer yardım edersen ben de böyle birbirine kıymet veren bir aile
kurmak istiyorum.”
ALLAH’ın
izniyle kızım. Tamam, bu kadar
duygusallık yeter. Şimdi bizim, yemek yapmayı bilemeyen Seda’dan, yemek yapmayı
bilen bir Seda’ya dönüşmen için harekete geçmemiz lazım. Evet, ilk adımdan
başlıyorum. İnsan bir değişim istiyorsa,
önce o konuda bilgi sahibi olmalı değil mi?
Bu
yüzden ilk adımımız ‘Bilmek’ olsun. Mutfakla ilgili öğrenmemiz gereken şeyleri
öğrenelim. Gerçi sen beni izlerken,
birçok şeyi öğrendiğin için bu aşamayı hızlı geçeriz diye düşünüyorum. Ama bir
test edelim.
“Evet dinliyorum ustam.”
Bu
akşam yemeği senden olsun. Bize güzel bir sofra menüsü söyle bakalım. Ben de ne eksik, ne fazla göreyim. Olur mu?
“Olur ustam, menüyü söylüyorum. Bir,
tarhana çorbası yaparım. Sonra güzel bir köfte, patatesi fırında pişirir,
yanına da pirinç pilavı yaparım. Tabii olmazsa, olmaz salata ve yoğurt.”
diye sıraladı Seda.
‘’Evet,
bilginiz varmış yamak Seda. Şimdi uygulamaya geçelim.” dediğinde… İşte orada
işler değişti… Seda, o kadar basit gibi gözüken tarhanayı bile yaparken,
annesinin gözünün içine bakmaya başlayınca; annesi merhametle, kızım birinci
aşamayı artık herkes bir şekilde yapıyor. Tarif için internetten bakıyor veya
bir yemek kitabı alıyor. Ama seni usta yapacak olan şey, ikinci aşamadır. Yapmak…
Hadi birlikte yapalım.
Eğer
usta olmak istiyorsan, işe çırak olmaktan başlamalısın. Şimdi sen çırak olduğun
için, ölçü kullanalım. Bir bardak suya, bir çorba kaşığı tarhanayı ölçü olarak
kaydetmelisin. Şimdi bu ölçüye göre, tencereye 4 kişilik su ve tarhana
koyabilir misin?” Seda “Böyle mi anne?”
diye her adımını sormaya başladı. Ve annesinin yardımıyla, bir saat içinde
listesindeki her şeyi yaptı. Hazırlıklar bittiğinde annesi; “Hadi bakalım,
işlem tamam. Bunun üzerine, bir de kahve yap da, diğer adımları konuşalım”
dedi.
Bunu duyan Seda, hemen makineye el attı ve
sevinçle “Bak işte bunu iyi biliyorum”
dedi. Annesi gülümseyerek devam etti…
“Evet…
Bilmek ve yapmak basamaklarının
çıraklığına başladın. Şimdi de sıra
diğerlerinde. İnsan bir şeyi yapmaya,
onun için emek harcamaya başlayınca o kimliğe
bürünür. Tıpkı bir öğretmenin ders anlattıkça, bir doktorun hastalarını
tedavi ettikçe o kimliğe bürünmesi gibi. Tekrar, tekrar yaptıkça sendeki o
kimlik zamanla oluşacak… Şimdi sen de mutfakta vakit geçirdikçe, yemek yapa
yapa bu kimliğe bürünüp, iyi yemek yapan bir Seda’ya dönüşeceksin. Ve bunu
yaparken, dördüncü basamağı da geçip o
mutfaktaki imkanların sahibi olacaksın.
Aynı annen gibi.”
Babası da tıpkı yıllar önceki gibi onları
izleyip, sohbetlerine dahil olmuştu.
“Babacığım. Bak ben de, annem gibi
iyi bir aşçı olacağım.”
“Aferin
kızım. Bunun için en iyi adrese gelmişsin. Karım diye söylemiyorum ama bir şeyi
dört dörtlük öğrenmek istiyorsan, annenden daha iyi bir öğretmen bulamazsın.
Hem şunu da itiraf edeyim… Bizi aile
yapan bu mutfaktır. Annen burada ev sahibi, biz de onun misafirleriyiz. Ve
çok şükür ki otuz yıldır, ne o sahiplikten ne de ben misafirlikten şikayet
etmedik. Ama en önemlisi, güler yüzü ve sevgisi hiç eksilmeden çalışıyor. Bana
göre öğrenmen gereken, en önemli şey de budur. İlişkilerinde hep gülümseyen, merhametli ve sevgisini esirgemeyen taraf
olmalısın ki yaptığın, her işte mükemmel bir sonuç alasın.”
Annesi
yine her zamanki gibi sevgiyle bakıp, “Doğrudur bey” dedi ve devam etti.
“Kızım, sana anlatacağım beşinci basamağı da baban söylemiş oldu. Dünya da
bildiğin, yaptığın, sahip oldukların ve kimlik olarak büründüğün ne ise;
hepsini birbirine bağlayan ilişki
kurmaktır.” İnsan ilişki kurmazsa diğerleri hep asılı birer balon gibi olur
ve birbirini tamamlayamaz. Çünkü insan bu dünyaya, yalnız olmak için gelmez.
Birbirini bulup, birbirine destek olmak gelir. Her geçen gün daha huzurlu ve
bir şeyleri başarır olmak için çalışır.
O yüzden canım kızım… Hayatta neye dönüşmek
istediğini ben bilemem veya ben seçemem. Ama dönüşeceğin her hangi bir konuda,
nasıl dönüşeceğinle ilgili yardım edebilirim.
Çünkü olayın ne olduğunu yaşadıklarımla, deneyimledim.
Şu anda olduğundan daha mutlu ve daha
başarılı birine dönüşmek istiyorsan, bu beş özelliği dikkate almalısın. Biz
bugün sadece, Yemek yapan bir Seda’ya
dönüşmen için bir adım attık. Kim bilir…
Yarın hangi rolümüz olacak bakalım…
12 Yorumlar
Kaleminize sağlık ❤️
YanıtlaSilSeda’nın mutfakta annesini izleyerek yemek yapmayı öğrenme süreci, yemek tariflerinin ötesinde önemli hayat dersleri içeriyor. Yazıda başarıya giden yolun sadece bilgi ve emekle değil, aynı zamanda ilişki kurma ile de bağlantılı olduğu çok güzel bir şekilde ifade edilmiş. Aileyi güçlendiren öğütlerle dolu olan bu yazı, gerçekten ilham verici ve düşündürücü. Emeklerinize sağlık.
YanıtlaSilNe güzel anne 🤗 Yemek yapmayı değil hayatı öğretiyor adım adım
YanıtlaSilDoğru adres, ne yapacaksak yapalım ilk adım her zaman bilgiyi doğru yerden almaktır.Basamakları bazen bilerek bazen bilmeden doğal akışta yaşarız, ve öğrendikçe önceden gözümüzde çok büyüttüğümğz şeyler ,elimizin altından yağ gibi akar geçer.Bu yazının bana kattığı umutsuzluk içinde olmadan , sevgiyle pes etmeden yapmamız gerekenlere odaklanmanız.ve zamanı gelince ihtiyacımız olana ulaşmak için harekete geçtiğimiz. emeğinize sağlık
YanıtlaSilBöylesi güzel bir yazıyı okurken şunu düşündüm🤍 yol göstericilerimiz daim olsun🤍
YanıtlaSilAnne olmak, ne güzel şeydir.
YanıtlaSilSevince rolünü üstlenirsin
YanıtlaSilVe insan bedelini ödediğini sevebilir
Kaleminize sağlık 🙏
kaleminize sağlık olsun.. ne güzel bir çıkarım ne güzel bi yazı🤍
YanıtlaSil👏👏👏
YanıtlaSilİnsanın hedefi doğrultusunda başarıya ulaşması için yapması gerekiyor… Ne güzel yazmışsınız kaleminize sağlık…
YanıtlaSilİnsan karar verse neler başarır ama bir bilse
YanıtlaSilYapacağım herseyin adımları, teşekkürler 🤗
YanıtlaSil