SAKİN & SAKIN

Bendeniz Edebiyat öğrencisi Esma…  Bir Edebiyatçı olunca en çok neyi merak ederim sizce?  Tabii ki kelimeleri… Bir kelimenin anlamıyla başlayıp köküne kadar giden bir merakım vardır… 

Çünkü bence hayatı çözmenin bir yolu da dildir. Dili çözmenin yolu da kelimelerdir… 

Bu merak etmelerim daha yedi yaşlarında kendi ismimi merak etmeyle başlamıştı.

Esma; ‘İsimler’ demekmiş. İlk öğrendiğimde ‘İnsan neden böyle bir isim koyar ki çocuğuna?’ demiştim.  Ama biraz daha araştırınca diğer anlamını da öğrenmiştim. İşitmek…

İşte şimdi olmuştu.  İşitmek; hayatı öğrenme şeklim buydu zaten. Bir öğretmenim bana “Benim tatlı gevezem. Sen hayatı seslerle algılayıp, aktarıyorsun. Sesler, senin için önemli.” demişti. 

Artık anlamıştım. Hayatta beni ‘İşittiğim nedir? Ne demek istiyor?’ soruları yönlendiriyordu. Ve şimdi ismim beni tamamlamıştı.

Esma… İsimler… İnsanın bu dünyadaki her şeyi anlama aracıydı. Yaratılan her şey isimlendirilmiş ve hayata katılmıştı. Biz de bebeklikten itibaren öğrendiğimiz hayvanı, bitkiyi, oyuncağı, mamayı, suyu hep isimlendirmiştik. Demek ki öğrendiğimiz ilk şeyler yaratılanların isimleriymiş…

İşte böyle… Adı Esma olan bu kız, işitme yetisiyle öğrenecekti hayatı…

Bugünkü merak ettiğim kelimelerim ise; Sakin ve Sakın’dı…

Tam ‘Bunların kökleri nedir?  Kaç anlamı var?’ diye internetten bakacaktım ki içeriden ananemin naif sesi yükseldi.

“Sakin ol evladım. İnsan anlık duygularla yanlış yapabilir. Sakin ol ki, yanlıştan sakınasın” demişti.

Ben diyorum ama kimse bana inanmıyordu… Benim ananem gerçekten Alim bir kadındı. Öyle okul okumuş falan da değildi. Kendi kendine okumayı öğrenmişti. Ama buna rağmen hayatı o kadar güzel okuyup çözmüştü ki…

Bu söylediği cümle öyle bir cümleydi ki, bir insanı kazadan beladan, yanlış yapmaktan ve pişman olmaktan kurtarabilirdi.

Sakin ol ve kendini sakın…

Bir çırpıda odamdan çıkıp benim Alime Hanımın yanına geldim. O sırada babam da;

“Ben biraz temiz hava alayım balkonda” demiş sonra dönüp “ALLAH razı olsun anacım. Evden bu sinirle çıksaydım, hiç de iyi şeyler olmazdı. ALLAH seni başımızdan eksik etmesin” dedi minnetle. 

Ananem “Sizden de evladım. Biraz su iç, iyi gelir sakinleşirsin” diye hala onu teskin ediyordu. Bense ananemin pamuk ellerine sarılmış öpüyordum.

“Hayırlı sabahlar Esma’m. Nasılsın? Bugün ne soracaksın bakalım bu meraklı gözlerle?” dedi. Artık alışmıştı bana ve sorularıma.

-Pamuğum…  Demin babama sakin olması için bir şeyler söyledin ya. Ben de bugün tevafuk Sakin ve Sakın kelimelerine bakıyordum internetten. Sonra senin sesini duyunca anladım ki benim öğreneceğim yer, internet değil sensin.

Söylesene bu iki kelime birbirini nasıl böyle güzel tamamlıyor?

“Kızım sadece bu iki kelime değil dünyadaki her şey birbirini tamamlar ki… Kadın- erkek, gece-gündüz, siyah beyaz gibi zıt şeyler… Ya da emek-başarı, mutluluk- huzur, sabır- sakinlik, heyecan- yanlış gibi şeylerde aynı yönde tamamlar birbirini”

-Yok ya… Edebiyatı ben değil sen okuyorsun, ben anladım” dedim şaşkınlıkla.

“Aman kızım dalga geçme. Ben okumayı bile doğru düzgün bilmem. Edebiyat benim neyime?” demişti bizim Alime Hanım.

O sırada annem de çaylarımızı getirerek sohbetimize dahil oldu.

-Annecim çok teşekkür ederim. Ahmet’ i sakinleştirip yolladın. Senin hakkını nasıl ödeyeceğiz bilmiyorum? diyerek.

“Kızım, benim bir şey söylemem önemli değil ki. Damadımın gönlü de zihni de açık olduğu için benim söylediklerimi aldı ve hemen doğruyu yaptı.  Oysa çok sinirli biri olsaydı padişahı gelse tanımaz ve dinlemezdi.”

İşte Alime hanımdan bir doğru tespit daha… Duygusallık artınca insanın akıl kapıları da kapanır. 

“Evet, şimdi gelelim sana, Esma’m…

Sakin olmak insanı dengeleyen bir şeydir. Duygularını, aklını, zihnini, gönlünü…

Bunun için de ne yapmak lazım? Sakınmak lazım. Neden mi? İnsanı insanlıktan çıkaran ve ona zarar veren her şeyden.

-Yazarken birbirinden bir noktayla ayrılan bu iki kelime meğersem hayatta bir noktada birleşiyormuş” dedim kendi kendime.

“Kızım mesele Esma olabilmek ve o kelimeleri işitebilmek. Ama sadece işitmek yeter mi? Yetmez.  Sen bunu yapabiliyorsan gerisi zaten çorap söküğü gibi gelir. Bana da eğlence oluyor işte” dedi Alime hanımım.

Alim olmak böyle bir şey işte. Bizim saatlerce kafa patlattığımız doğruları en kestirmeden buluyor olmak hayattan. 

Nasıl mı?

Hayatın dilini doğru okuyarak…




 


Yorum Gönder

11 Yorumlar

  1. Öğrendiğim her kelime beni daha da Rabbime yaklaştırıyor 🤗

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık çok sıcak bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel bir farkındalık. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel bir farkındalık. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Ne sakin bir yazı olmuş ☺️🌸

    YanıtlaSil
  6. Sakin ol ki yanlıştan sakınasın…

    YanıtlaSil
  7. Anlamlı bir yazı daha...

    Bir şeyin anlamını öğrenmek, ne çok şeyi çözüyor aslında... :)

    Kaleminize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel bir farkındalık sakin sakin🌹

    YanıtlaSil
  9. Sakince sakınanlardan olalım emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  10. Tebrik ederim, kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  11. Kavramların anlamlarını bilince zihnimiz ne kadar da sakin🦋

    YanıtlaSil