EVLİLİK AŞKI BİTİRİR Mİ?
Öylece bakıyordu
denizin üzerine yansıyan yakamoza. Derin derin dalmış düşüncelere…
Oysa ne güzel
başlamıştı evliliğin ilk zamanları. Sonbahar mevsimiydi ilk tanıştıklarında.
Havalar soğumaya başlamıştı ama içini ısıtan bir şeyler oluyordu Ayşe’nin
içinde. Ömer’i düşündüğünde kalbinin atışı değişiyor, çok heyecanlanıyor, eli
ayağına dolaşıyordu.
“Bana neler oluyor
böyle?” diye düşünmeden de yapamıyordu. Çünkü Ayşe, evliliğe çok sıcak bakan
biri değildi. Aksine çevresinde gördüğü evlilikler sıkıntılı olduğu için aşk
meşk işlerinden uzak duruyordu.
Ömer, yine sıkıntı
yaşadığı bir dönemde çıkmıştı karşısına Ayşe’nin.
Çok güzel bir
ilişkileri vardı. Birbirlerini özlüyorlar, beraber vakit geçirmekten çok keyif
alıyorlardı
Ömer, tatlı dilli,
sıcak bakışlı, anlayışlı bir insandı. Her üzüntüsünde sığındığı limanıydı. Huzur
bulduğu yerdi yanı…
Ya şimdi?
Şimdi ise oturmuş bir
bankta, tek başına; bir kendi bir de üzüntüleri vardı.
O günleri
hatırlıyorum da…
- Ne oldu da sevgi nefrete dönüştü?
- Yoksa dedikleri gibi
evlilik aşkı öldürüyor muydu?” diye düşündü içinden.
O kadar dalmıştı ki
telefonun çaldığını çok geç fark edebildi.
- Ayşe neredesin?
- Geliyorum
Hemen kalktı oturduğu
yerden. Seminere geç kalmıştı. Evet, Ayşe artık hayatını düzenleyecek bir
seminere gidiyordu. Dostum dediği Zeynep önermişti Ayşe’ye.
Öncesinde nasıl olur,
bunları benim duymam bir şeyi değiştirmez, eşimin duyması gerekir. Çünkü onun
düzelmesi lazım diye düşünüyordu. Ama sonra sonra devam ettikçe sıkıntının
çözümünün kendinde olduğunu anlamıştı
Her şey bedelle
alakalıydı. Bedel diye bir dersleri vardı. İnsanın şifasının kendi çabasına
bağlı olduğunu anlatıyordu bu ders. Çok etkilenmişti. Zaman zaman uygulamakta
zorlansa da seminer iyi gelmişti Ayşe‘ye.
Çoğu şeye sessiz
kalmıştı, yeter ki kötülük çıkmasın, olaylar gereksiz yere büyümesin, kalpler
kırılmasın. Her şey çözülür niyetiyle hareket etmişti. Sonrasında anlamıştı
olaylara doğru şekilde tepki vermesi gerektiğini.
Nikâh tarihini
birlikte alsaydık, eşyaları birlikte beğenseydik, ya da evimizde daha çok vakit
geçirseydik de annesinde çok kalmasaydık. Neden sessiz kalmışım birçok konuda
diye düşündü.
Çünkü her doğru tepki
bir doğru davranışı oluşturuyordu karşısındakinde.
Erkek kendisine düşen
çabayı gösterdiğinde, evi için ter akıtıp zorlandığında kıymet verirmiş eşine,
evine, ailesine. Kadında kendine düşen çabayı gösterip, evini güzelleştirdikçe
eşini de ailesini de güzelleştiriyormuş aslında.
Seminerde her duyduğu
bilgi ile bambaşka kapılar açıyordu ona. Her bir kapıdaki bilgi, ise daha başka
güzel sonuçlara…
Belki geç ulaşmıştı
bu bilgilere…
Belki de tam zamanı
bu zamandı..
Hiç bir şey için geç değildi…
Yapması gereken, duyduklarını
hayatına geçirebilmekti.
Kendi daha mutlu ve daha
huzurlu hissediyordu artık.
Çünkü artık anlamıştı
Ayşe.
Ne yaparsan yap,
doğru bedellerle doğru sonuçlara ulaşabileceğini…
6 Yorumlar
Evliliğinin bağı sevgi.Sevginin bağışa eşlerin birbirine verdikleri emekler…
YanıtlaSilBedeli doğru yere ödemek doğru sonuç verdirir…
YanıtlaSilİnsanların önüne çıkan çok nadir ve kıymetli bir firsatti öğrendikleri. Fırsatı tepmemis. Darısı eğitim duyurulan tüm ayselerin başına.
YanıtlaSilAncak doğru bedellerle doğru sonuçlara varabilirsin…
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🌸
Nerede bedel ödememiz gerekir bilirsek hayat daha kolay :)
YanıtlaSilBedel dengesi önemli olan
YanıtlaSil