Telefona
ve televizyona o kadar dalmıştı ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştı Zühre. Gözü duvardaki saate takıldı.
"Nasıl ya, gecenin ikisi mi olmuş, nasıl geçti zaman hiç anlamadım",
diyerek odasına geçti. Tabi uyuması hayli bir zaman aldı. Belki de uykuya
daldığında saat gecenin üçü olmuştu.
Sabah olmuş güneş tüm ihtişamıyla kendini göstermeye başlamış, kuşlar daldan dala uçarak eşsiz melodileriyle gün doğumuna eşlik ediyorlardı. Zühre’nin evinde de yavaş yavaş hareket başlamıştı. Babasının kendi işi olduğu için dükkânı sabah erkenden açıyordu. Annesi kahvaltıyı hazırlıyor, bir yandan da eşiyle sohbet ediyordu. Mutfaktan gelen sesler zaman zaman Zühre’yi sinirlendiriyordu.
“Ya bu saatte bu kadar konuşacak enerjiyi nerden buluyorlar anlamıyorum” diyerek kafasına yorganı çekti ve uyumaya kaldığı yerden devam etti. Zaman bi hayli geç olmuş, Hülya Hanım evin günlük işlerini bitirmiş, akşam için alışveriş yapmış, yemeklerini hazırlamış, bir de üstüne karşı komşusu Şengül Hanım misafirliğe kahve içmeye gelmişti. Annesi bi ara Zühre’nin odasına giderek:
“Hadi kızım kalk artık bak saat kaç oldu? İçerde Şengül teyzen var. Kahve içmeye gelmiş, neredeyse babanın işten gelme saati oldu. Kalkıp bi işin ucundan tutmadın. Gece yatmıyorsun, gündüz kalkmıyorsun. Gecen, gündüzün birbirine karıştı. Sabahtan beri ev işi, alışveriş, yemek derken inan çok yoruldum” diyerek misafirinin yanına geçti. Şengül Hanımla çocuk yetiştirmekten, günlük hayatın koşuşturmasıyla ilgili sohbet ederken:
"Sorma Şengül Hanımcım" diye söze başladı Hülya hanım. "Aman okusun mesleğini eline alsın, dikkati dağılmasın diye bu zamana kadar hiçbir iş yaptırmadım. Elini sıcak sudan, soğuk suya sokturmadım. Kurslara gönderdim. Ama o karşılığında ne yaptı? Türlü bahanelerle bugün hava soğuk, bugün başım ağrıyor, bugün ateşim var diyerek kurs derslerine katılmadı. Geleceği için o kadar önemli olan üniversite sınavının bile sadece ilk günkü oturumuna katıldı, diğer sınava girmedi. Peki, neden? İçinden okumak gelmiyormuş, evde yatıp uyumak, telefonla ve televizyonla vakit geçirmek daha iyiymiş. Zaten okuyunca da değişen bir şey olmayacakmış. Babası onu harçlıksız bırakmazmış.
Ama tabi suç bizde! Aman lisede okuyor, en son çıkan cep telefonunu alalım, arkadaşlarının arasında mahcup olmasın. Cebinden harçlığını eksik etmeyelim, arkadaşlarıyla belki sinemaya, yemek yemeye gider. Ders çalışıyor diye yemeğine odasına götürelim, odasını ben toplayayım, yemek yapmasın, ev işlerine yardım etmesin, diye diye hayatta hiçbir şeyden hevesi olmayan, mücadele etmeyen, elinden şu imkânları alındığında sudan çıkmış balığa dönecek bir birey yetiştirmiş olduk. Oysa insan yetiştirmek ve büyütmek ne kadar birbirinden farklı şeylermiş...”
Bu kadar hayatta hiçbir şeyin eksikliğini yaşamamış bir insan başka nasıl davranabilirdi ki?
Yemeği odasına kadar gelen, hiç çabalamadan her şeyin en lüksüne sahip olan bir insan başka nasıl davranış sergileyebilirdi ki? Kim Zühre’nin yerinde olsa aynı davranmaz mıydı?
Peki, ya anne babalar neden çocuklarını yetiştirirken onlar için tüm imkânlarını seferber ettiklerinde daha mutlu ve başarılı olacaklarını zannederek böyle davranırlar?
Oysa doğaya bile baktığımızda bir keçi yavrusu doğar doğmaz ona süt vermek için çabalamaz, onun gelip sütü bulması için bekler, sabreder. O keçiyi de mücadeleci yapan annesinin ona karşı bu şekilde davranması değil midir?
Anne, baba, abla, abi, eş olduğumuzda da her imkâna sahip olan değil ama imkânları olmadığında o beceriye ve mücadeleye sahip çocuklar yetiştirebilmek dileğiyle…
23 Yorumlar
İnsan imkanları çocuğunun önüne yığınca daha iyi yetişeceğini zannediyor, be büyük illüzyon..
YanıtlaSilTam 12’den vurmuşsunuz. Üf be biz ne hale düştük, nasıl düzelteceğiz biz bu yaptığımız onca hatayı??
YanıtlaSilBedel. Tüm toparlanmaların bozulmaların anahtarı
YanıtlaSilİmkan vererek marifetini elinden aldığımızı biliyor muyuz ?
YanıtlaSilNe kadar güzel tespit, elinize sağlık 👏
YanıtlaSilİnsanın süregelen yanlışını farketmesi ne kıymetli... Emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilAmin 🤲🏼
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı...
YanıtlaSilİmkan=İmkansızlık :)
YanıtlaSilTek kelimeyle teşhis. Teşekkürler
SilAnne baba olunca yoğun yaşanan duygular ne yazık ki gerçeklikten uzaklaşmamıza neden oluyor. Şimdi küçük büyüyünce yapar deyip kendi haline bırakınca büyüyünce bir anda sihirli bir değnek gelip herşeyi düzeltmiyor. İnsan alıştığı konforun dışına çıkmak istemiyor. Çocuk bile olsa. Çünkü insan her yaşta insan.
YanıtlaSilAnne baba olunca yoğun yaşanan duygular ne yazık ki gerçeklikten uzaklaşmamıza neden oluyor. Şimdi küçük büyüyünce yapar deyip kendi haline bırakınca büyüyünce bir anda sihirli bir değnek gelip herşeyi düzeltmiyor. İnsan alıştığı konforun dışına çıkmak istemiyor. Çocuk bile olsa. Çünkü insan her yaşta insan.
YanıtlaSilAnne baba olunca yoğun yaşanan duygular ne yazık ki gerçeklikten uzaklaşmamıza neden oluyor. Şimdi küçük büyüyünce yapar deyip kendi haline bırakınca büyüyünce bir anda sihirli bir değnek gelip herşeyi düzeltmiyor. İnsan alıştığı konforun dışına çıkmak istemiyor. Çocuk bile olsa. Çünkü insan her yaşta insan.
YanıtlaSilGünümüzün sıkıntısı hepimizin yaşadığı çok güzel anlatmışsınız. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilİyi niyetle yaptığımız büyük hatalar. En büyük gölü sınırlarımızı çizemedigimizde yiyoruz. Onun bedelini biz ödedikçe marifetsiz, sürekli şikayet eden bireyler yetiştiriyoruz. Ne güzel anlatmışsınız emeğinize sağlık
YanıtlaSilinsan bilmedigi yerlerde ne kadar yanlıs yapıyor, kendisinin de, yetiştirdiginin de tüm yaşamini etkileyen...
YanıtlaSilÇok güzel
YanıtlaSilİnsana imkan ver, nankörlüğü izle
YanıtlaSilEbebeynlerin en çok şikayet ettikleri şey. ben bunu hak etmedim. yemedim yedirdim giymedim giydirdim şimdi nankörlük de bir numara "doğurmasaydın. ben mi dedim size". kaleminize sağlık
YanıtlaSilEvlatlarımuz için iyi niyetlerle başladığım seçimlerimizde yanlışlar yapıyoruz bazen...
YanıtlaSil''Kıyamam'' dediğimde hayat daha fazla kıyıyor. Çünkü onun gelebileceği potansiyel için, marifetlenebilmesi için bedel ödemeye ihtiyaç var...
İyi yetiştiren ebeveynlere dönüşebilmek dileğiyle... 🍃
Mücadeleci çocuklar yetiştirmek dileğiyle. Teşekkür ederim 💐
YanıtlaSilimkan da değil imkansızlıkta kıymet.
Silkıymet imkansızlıkta aslında
Sil