HAYATIN DİLİ

 



-          Aa Seval bu bizim ortak edebiyat dersinden Gamze değil mi?

-          Evet, evet o. Hadi gidip selam verelim.

 

Tebessümlerini takınmış, öğle yemeği yemek için gittikleri cafede gördükleri Gamze’ye selam vermeye giden bu iki genç kız, birazdan şunu fark edeceklerdi. Gamze telefonda babasıyla konuşuyor, hem de yalan söylüyordu.Olsun” diye düşündü Seval. “Kim arada sırada babasına yalan söylemiyor ki”

Halbuki hayatın ona bu sahneyi göstermesi boşuna değildi

 

Hayat, bir nehirden akan deli su misali hızlı adımlarla akıp gider. Ve gözümüzün önünde olup biten her şey bize bir şey anlatır. Ama biz bu anlatımlardaki mesajları pek fark etmeyiz. Hatta bugüne kadar bunu hiç düşünmediğimizin farkında bile değiliz…

 

Düşünseydik eğer, duyduklarımızın bilmek olmadığını anlayabilirdik belki.

 

Aslında sağlığımız bile bozulmadan önce bize sinyaller, işaretler gönderir. Örneğin abur cuburu biraz fazla tükettiğimizde içindeki katkı maddeleri yüzünden midemiz yanar. Biz de bu yangıyı sodayla geçiştirmeye çalışırız, sıkıntımızı geçirmek yerine geçiştiririz. Bu uyarıyı fark etmemek en tehlikeli mide rahatsızlıklarına sebep olabilir.

 

Veya bu öyküdeki gibi, birinin yalan söylediğine şahit olmak aslında neler neler anlatır…

 

Esra ve Seval bir selam vermek için yanına gittikleri arkadaşlarının konuşmasını duymuş ve nasıl tepki vereceklerine karar vermeye çalışıyordu.

Esra, Gamze'nin telefonu kapatıp, hiçbir şey yokmuş gibi bir de üzerine pişkin pişkin güldüğünü görünce dayanamadı.

-          Neden yalan söyledin? Bir de üzerine rahatça gülebiliyorsun, nasıl bu kadar umursamaz olabiliyorsun?

Gamze boş bakan gözlerle:

-          Ya size ne! Size hesap mı vereceğim ben?

 

Bizim kızlar sinirlenmişti. “Sen hiç düşünmez misin, bu sahte söz ağızdan çıkar, nerelere varır?” dedi Seval.

 

Nereden bilecekti ki söylediği şeyin dönüp dolaşıp kendi canını acıtacağını. Bir an durdu ve tekrar etti, içinden geçirdi o sözleri tekrar “Sen hiç düşünmez misin?”

 

O halde kalakaldı… Nutku tutulmuş gibiydi. “Ne oldu?” diye sordu arkadaşı ama cevap vermeden önce zihnini toplaması gerekiyordu. O anda aslında kendisiyle yüzleşmişti. Kendisi de çok sıkıştığı zaman annesine yalan söyler, sonra bir daha üzerine düşünmezdi. Yaptığı şeyin dışarıdan bu kadar çirkin gözüktüğünün farkında değildi. Sadece gördüğü bir yanlışa itiraz ediyordu ki şunu anlamıştı. Hiçbir şey anlamsız değildi, tıpkı öğle arasında buraya gelmesi gibi, her şey ama her şeyin bir sebebi vardı. Hayat sanki onunla konuşuyordu yaşadığı olaylar ile…

 

Kendini topladığında, arkadaşına şunları söyledi.

 

-          Biliyor musun, hayatın bir dili var. Hani bazen deriz ya, keşke şu hayatın bir müşteri hizmetleri olsa, e-posta atsak, desek kiaffedersiniz, şu kısmı biz hiç anlayamadık, kullanma kılavuzunu bize e-posta atar mısınız? Böylece hatamız neyse düzeltelim…” Tamam, belki bir e-posta adresi yok direk sorabildiğimiz ama gerçekten de bir dili var. Bizimle konuşuyor yaşadığımız olaylar aracılığıyla…

Bugün burada yaşadığımız olayın birçok yönü var. Mesela ben, edebiyat dersinde hocanın verdiği projede şu kızı davet edecektim grubumuza. Ama şimdi anlıyorum ki her sıkıştığında yalan söyleyen birisi… Bizi de yüz üstü bırakacak ve yalan söyleyecek. Resmen az önce hayat bana dedi ki, başka birini düşün. Sana bu kişinin gerçek yüzünü gösteriyorum.

Diğer yönü de var olayın. Bazen bizim yaptığımız hataları fark etmemizi sağlamak için, bize yaptıklarımızın dışarıdan görünüşünün nasıl olduğunu düşündürmek için aynı şeyi yapan başka birini çıkarıyor karşımıza. “Ya ben de gerçekten böyle miyim?” diye düşündürtüyor. O yanlışından vazgeçebil diye sana senin gibi biri gösteriliyor. İşte bu da hayatın bizimle konuşması.

Belki Türkçe, yazılı olarak vermedi bana bu bilgiyi ama evrensel, yerimde kim olsa anlayacağı şekildi gönderdi işaretleri. Düşünmek zorunda bıraktı beni…

Hayat, bize hep doğruyu göstermeye çalışıyor aslında. Ama biz öyle acıdan kaçmak istiyoruz ki, verdiği dersi görmezden gelip hemen o şeyin üstünü örtüyoruz. Bugün bu kız burada yalan söylediyse, yarın da ona yalan söyleyen birinin dışarıdan ne kadar çirkin gözüktüğü gösterilecek. Ve hayat, bir seçim yapmasını bekleyecek. Yalana devam mı? Yoksa yeter tamam mı?...

 

-         Arkadaşım, bunların hepsini az önce mi düşündün? Neden tıkandın kaldın şimdi anladım. Çok yerinde tespitler, ne güzel.

“Benim de hep aklımda Ali’yle ilgili soru işaret vardı. O zaman şu andan itibaren doğru verileri toplamaya çalışacağım;

Ali doğru insan mı?

Zorluklara ne kadar dayanıklı?

Ne kadar sözünün adamı?

Hayat bana ne anlatmaya çalışıyorsa anlamak için düşüneceğim. Ama bu arada zamanı akıp gitti, öğle yemeğini yemeğe vaktimiz kalmadı… Bu durumda hayat bize ne mesaj veriyor peki?”

 

-         Yeter artık, biraz boğazınıza dur deyin, zaten yeterince yağ birikiminiz var. Biir süre öğle yemeği yemeyin diyor olabilir mi 😊


-         Tam üstüne bastın, hadi kalk bakalım, marş marş derse 😊


Yorum Gönder

14 Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Hayat aslında bize hep bir şeyler anlatıyor. Anlattığından anlayabilenler olalım inşALLAH 🤲🏼

    YanıtlaSil
  3. sahte söz ağızdan çıkar, nerelere varır?” Ne kadar güzel bir ifade…

    YanıtlaSil
  4. Hayat insanı dünyada yaşatırken boşlukta bırakmıyor. Seçim yapabilmen için işaret gönderiyor. Müjdeleyici ve uyarıcı işaretler gönderiyor. Bu işaretleri okuyup doğru tercihler yapabilmek doğru tepkiler verebilmek niyeti ve duasıyla, hepimiz için🤲🌿🌼🌸

    YanıtlaSil
  5. Ne guzel👍 Hayatın dili var, her şey bizimle iletisim kuruyor... Bir sey anlatmaya çalışıyor da biz niye anlamak istemiyoruz. O kadar ilgiliyiz ki kendimiz ile.. Bir bıraksak, bir teslim olsak, okuyabilir miyiz bize soylenenleri? Emekleeinize sağlık🥀

    YanıtlaSil
  6. Sen hiç düşünmez misin?... Ne kıymetli bir soru... Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  7. (Hayat sanki onunla konuşuyordu yaşadığı olaylar ile ) bakıpta görmek ne kadar önemli değil mi,kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  8. Olanda hayır vardır derler ya bana onu hatırlattı… Bir de olayın kendimize bakan yönünü çoğu zaman düşünmediğimizi…karşıyı suçlamak kolay olanı… ama ya o aynaysa?… Şükür ki anlamamız için bir sürü fırsatlar sunuluyor… Öykülerimizi iyi okuyanlardan oluruz inşaALLAH

    YanıtlaSil
  9. Hayat, bize hep doğruyu gösteriyor peki biz bu dogrulari yanlislari anlayabiliyormuyuz

    YanıtlaSil
  10. Hayatın dilini anlamak , ne kadar da önemli
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  11. inşALLAH iz ve işaret okuma ilmimiz artar

    YanıtlaSil
  12. Kişi nereden bilirdi dönüp dolaşıp yine onu bulacağını ….

    YanıtlaSil
  13. İnsanoğlu bilmez mi o davranış döner dolaşır yine seni bulur

    YanıtlaSil
  14. Yön nereye ; kişi oraya

    YanıtlaSil