SEÇİMLERLE YOL ALIRSIN
Zeynep, babasının işten gelmesini
pencerede beklerdi. Kapıyı açar açmaz boynuna sarılıp, omuzunda odaya
girmelerini, oyunlar oynamayı çok severdi.
Babası ile Zeynep birlikte çok
güzel zamanlar geçiriyorlardı. Beraber top oynarlar. Hafta sonu balığa giderlerdi.
Hatta ikisinin de aynı renkte bisikletleri bile vardı.
Küçük Zeynep, hayatın
gerçeklerinden bi haberdi.
Zaman ilerleyip büyüdükçe acı gerçekler de ortaya
çıkmaya başlamıştı. Zeynep, sevmenin anlamını bilmeyen, başkalarının da canını
yakmayı tercih eden, sadece kendini düşünen bir babanın, isteyip de sahip
olamadığı erkek evladı idi.
Selçuk, erkek çocuğu olmadığı
için Zeynep’i bir erkek çocuğu gibi büyütüyordu. Aslanım benim, erkek Fatma’m, kimse
onu geçemez diyerek övünürdü. Zeynep onun için farklı idi diğer kızlarından. Zeynep’in
her istediği yapılmalı idi.
Zeynep 13 yaşlarındaydı, babası
evi terk ettiğinde…
Önceleri 3-5 gün arayla evden
giderdi. Bir, iki hafta eve gelmezdi. Zeynep babasının iş seyahatine gittiğini
düşünerek özlemle yolunu beklerdi. Babası onun her şeyi idi ve en iyi oyun
arkadaşı…
Sonra sonra bu gidişlerin araları ve süreleri
uzamaya başlamıştı.
Uzun iş seyahatlerinin sonunda
ise 3 kardeşi ile terk edilmiş genç bir annesi ve dağılan bir ailesi olmuştu
geriye kalan.
Bir anda büyümek zorunda kalmıştı
Zeynep. 3 kız kardeşin en büyüğü idi. Birden sorumluluğu da değişmişti
evlerinde… Bazen ailenin büyük ablası, bazen ise evin abisi, babası olmaya
başlamıştı.
Zeynep babasının omuzlar da
taşınan bir çocuktan,13 yaşında ki yetişkin bir insana geçmişti bu kısacık
sürede…
Evde tamir tadilat işlerini
annesiyle birlikte o yapar, alışverişe annesiyle gider, poşetleri kendi
taşırdı. Bir yandan da okula gider, dönüşte ev işlerine yardım ederdi. Zeynep’in
annesi genç olmasına rağmen hayata karşı çabası çoktu, güçlü yetişmişti. Şimdi
de çocuklarını güçlendirmeye çalışıyordu bilmeden.
Görünüşte çok zordu yaşamları…
Ama evdeki bu dört kadın sırt
sırta vermişlerdi. Herkes bir şeylerin ucundan tutuyordu. Beraber mücadele
ediyorlardı.
Bu zorlukla mücadele aslında
onlara çok iyi gelmişti. Birbirlerine daha da kenetlenmişlerdi
Birbirlerine çok emek
veriyorlardı
Her geçen gün daha da çok
seviyorlardı birbirlerini…
Bu durum en çokta Zeynep’i geliştirmişti.
Eski şımarık hallerinden eser kalmamıştı. Çok bedel ödüyordu. Ödedikçe kendini daha da güçlü hissediyordu. Âmâ bu
güç erkek gibi olmak değildi.
Mücadele gücüydü.
Hayata dik duruş gücüydü.
Hayatı okuyabilme gücüydü.
Olayları anlayabilme gücüydü.
Zeynep, çocukken anlayamamıştı
babasının sık sık gidişlerini. Gecenin bir yarısı eve gelen sessiz telefonları,
babasının evden gitmek için saçma sebeplerle tartışma çıkarttığını. Kendisinin erkek gibi neden büyütüldüğü?
Aslında her şey babasının hayatı
kısa yoldan kazanma hırsı ile başlamış ve bu yanlış seçim onu bir çok
yanlışlara sürüklemişti.
Yanlış yöne doğru ödenen bedeller babasını ele geçirmiş ve onu
doğru yoldan alıkoymuştu. Babası seçim yapmış ve kendini seçmişti.
Her seçim bir vazgeçişti.
Artık biliyordu Zeynep, Hayatın seçimlerden ibaret olduğunu.
Şimdi daha iyi anlamıştı..
Doğru seçimlerle, doğru kararlar alınıyordu. Bu kararlara ödenen bedellerle yol
alınıyordu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi,
geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler
öğreten bir ilimdir.
İnsanın daha mutlu, daha
başarılı, daha iyi ilişkilerinin olması için yöntemler sunar.
"Kim Kimdir", "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı
Psikolojisi" Programları ile bu amaca ulaşmayı sağlar.
"İnsanoğlu,
yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı
hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler
yapabileceğini keşfet!"
Yahya
Hamurcu
11 Yorumlar
Her seçim bir vazgeçiş. Bir seçimle hangi bedelleri ödeyeceğimizi seçiyoruz aslında
YanıtlaSilHer şey seçimle başlıyor ve hayatta ona göre şekilleniyor Elinize saglık
YanıtlaSilYavaş yavaş bozulduğu için insan ne kadar bozulduğunu fark edemiyor tıpkı denizde yüzerken kıyıdan ne kadar açıkta olduğunu fark edememek gibi …
YanıtlaSilO kadar uzaklaştıkça kendin de hata aramaz oluyor zaten ve arkası “inceldiği yerden kopsun” sözü … Peki neden? Bu buradan başlamadı… Seçimlerimizle kademe kademe bozula bozula buraya vardı…
Bedel insanın şifasıdır ı çok güzel anlatmışsınız. MaşALLAH🥰
YanıtlaSilBasit gibi gordugumuz kucuk secimler hayatimizin toplamini nasil etkiliyor. Ailede gorduklerimizi iyi irdelemeli neleri yapip neleri yapmayacagimizi iyi belirlemeliyiz
YanıtlaSilİnsanoğlu en çok nerede güçlü dönüp bakmalı nerelere bedel Ödemiş anlasın diye
YanıtlaSilİnsan bedel ödedikçe güçlendiği anlatan bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilInsan kendi isteklerine göre bedel ödüyor ve bu da onu yanlış yollara götürebiliyor maalesef elinize sağlık çok güzel olmuş
YanıtlaSilSakınmak ne kadar konforlu
YanıtlaSilİnsan sadece seçim yapıyor. Ama doğruda ama yanlışta. Ve her seçimin bedelleri var. Seçtiğimiz şeylerin bedellerinin de farkında olmak dileğiyle 💐 teşekkürler.
YanıtlaSilSeçimlerimiz bize ulaşacağımız hedeflerimiz için yollar sunuyor… O yolları ise bedellerimiz ile inşa ediyoruz. İnşallah yolu doğru seçen, bedeli de doğru yere ve yönde ödeyenlerden oluruz…
YanıtlaSil